Nuri Bilge Ceylan'dan İran'daki eleştirilere yanıt

Nuri Bilge Ceylan, İran’ın resmi Fecr Film Festivali’ne 'özel konuk' olarak davet edilmesinin ardından, sürgün İranlı sinemacılardan gelen eleştirilere yanıt verdi. Ceylan, bu eleştirilerin ardından düşüncelerini Variety dergisine aktardı.

Ceylan, festivalde yer almasının arkasındaki motivasyonu açıkladı. Sanatın, siyasi tartışmalardan bağımsız bir alan olduğunu vurgulayan Ceylan, "Siyasi nedenlerle katılımı reddetmek, bana sanatı siyasete kurban etmek gibi geliyor" dedi. Bu sözleriyle, sanatın evrensel bir dil olduğunu ve bu dilin her koşulda korunması gerektiğine inandığını belirtti.

Festivalin, İran sinemasının önemli bir parçası olduğuna dikkat çeken Ceylan, bu tür etkinliklerin sanatçılar için bir fırsat sunduğunu ifade etti. Ceylan, sanatın sınır tanımadığını ve bu bağlamda farklı kültürler ve düşüncelerin bir araya gelmesinin önemini vurguladı.

Sürgündeki İranlı sinemacıların eleştirileri, Ceylan'ın festivaldeki katılımının, İran'daki insan hakları ihlallerine karşı bir sessizlik olarak yorumlanabileceği yönündeydi. Ancak Ceylan, katılımının bu tür bir algıya yol açmaması gerektiğini savundu. Sanatın, toplumsal sorunlara dikkat çekmek için bir araç olarak kullanılabileceğini, fakat bu süreçte sanatçının kendi inanç ve değerlerinden ödün vermemesi gerektiğini dile getirdi.

Ceylan’ın sanat anlayışı, izleyiciye derin düşünme ve farklı bakış açıları geliştirme fırsatı sunma üzerine kurulu. Bu nedenle, katılımının sadece bir davet değil, aynı zamanda sanatsal bir duruş olduğunu belirtti. İran'daki sinema sektörünün, özellikle genç sinemacılar için büyük bir potansiyel barındırdığını düşünen Ceylan, bu festivallerin, sinema sanatının gelişmesine katkı sağladığını ifade etti.

Sonuç olarak, Nuri Bilge Ceylan, sanatın ve sinemanın, politik baskılardan bağımsız bir şekilde var olması gerektiğini savunarak, Fecr Film Festivali'ne katılmasının ardındaki felsefeyi açıkladı. Sanatın, insanları bir araya getiren ve farklı bakış açılarını birleştiren bir güç olduğuna inanan Ceylan, bu tür etkinliklerin, sanatın evrenselliğini pekiştirdiğini düşünüyor.