Şamlı Ammar, Saydnaya'daki işkencelerini anlattı

Suriye'de, devrik rejim tarafından yaklaşık altı yıl boyunca Saydnaya Hapishanesi'nde tutulan Şamlı Ammar Duğmuş, 8 Aralık 2024 tarihinde devrimcilerin hapishane kapılarını açmasıyla özgürlüğüne kavuştu. Hapiste geçirdiği yıllar boyunca yaşadığı korkunç deneyimleri ve maruz kaldığı işkenceleri anlatan Duğmuş, bu süreçte yaşadığı travmaların hayatı üzerindeki kalıcı etkilerini vurguluyor.

Saydnaya Hapishanesi, Suriye'deki en kötü şöhrete sahip cezaevlerinden biri olarak biliniyor. Duğmuş, burada geçirdiği süre boyunca, rejim güçlerinin uyguladığı sistematik işkencelerin yanı sıra, insanlık dışı koşullara maruz kaldığını belirtiyor. "Her gün yeni bir işkence yöntemiyle karşılaşıyorduk. Bazen sadece susuzluk için dövülüyorduk, bazen de sırf isyan etmemek için" diyor. Duğmuş, hapiste yaşadığı acılar ve travmaların kendisini derinden etkilediğini ifade ederek, özgürlüğüne kavuşmanın bile bu travmaların üstesinden gelmesine yetmediğini dile getiriyor.

Hapisteki arkadaşlarının kaybolduğunu ve birçok kişinin işkenceden hayatını kaybettiğini anlatan Duğmuş, bu deneyimlerin hafızasından silinmeyeceğini vurguluyor. "Özgürlük güzel bir şey, ama yaşadıklarımı asla unutamam. Arkadaşlarımın gözlerindeki korkuyu, yaşadığımız dehşeti her zaman hatırlayacağım" şeklinde konuşuyor.

Özgürlüğüne kavuştuktan sonra, yaşadığı travmaları paylaşmanın önemine değinen Duğmuş, Suriye'deki insan hakları ihlallerinin dünya gündemine getirilmesi gerektiğini savunuyor. "Hapiste yaşananları anlatmak, sadece benim için değil, tüm kurbanlar için bir adalet talebi. Bu işkencelerin durması için sesimizi yükseltmeliyiz" diyor.

Düğmuş, şimdi yeni bir hayata başlamak için mücadele ediyor. Geçmişte yaşadığı acılarla yüzleşmenin zorluğunu kabul eden Duğmuş, bu süreçte destek almanın önemine de dikkat çekiyor. "Hayatımın geri kalanında bu travmalarla başa çıkmak zorundayım. Ama umudum var. İnsanlar, bu tür zulümlerin bir daha yaşanmaması için mücadele etmelidir" diyerek sözlerini noktalıyor.

Şamlı Ammar Duğmuş'un hikayesi, Suriye'deki çatışmaların ve insan hakları ihlallerinin bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Onun gibi binlerce insan, benzer acılarla yüzleşerek özgürlüklerini kazanmayı bekliyor.