İran'da Doğum Oranı Sürekli Düşüşte

İran'da doğum oranları, hükümetin "Aile ve Gençlik Koruma Yasası"nı uygulamasına rağmen sürekli bir düşüş göstermekte. Ülkede son yıllarda yaşanan demografik değişimler, toplumun geleceği açısından endişe verici bir tablo ortaya koyuyor.

İran İstatistik Merkezi verilerine göre, 2022 yılında doğum oranı, her 1.000 kişi için 15,5 çocuk seviyesine gerilerken, bu rakam 2021'de 16,5 olarak kaydedilmişti. Uzmanlar, bu düşüşün birkaç faktörden kaynaklandığını belirtiyor. Ekonomik zorluklar, yüksek yaşam maliyetleri ve kadınların eğitim ve kariyer hedeflerine yönelmesi, aile planlamasında değişimlere neden oluyor.

Hükümetin 2021 yılında yürürlüğe giren "Aile ve Gençlik Koruma Yasası", aileleri teşvik etmeyi ve doğum oranlarını artırmayı amaçlıyor. Bu yasa kapsamında, çocuk sahibi olan ailelere maddi destek sağlanması, doğum izni sürelerinin uzatılması ve çocuk bakımı hizmetlerinin iyileştirilmesi gibi önlemler öngörülüyor. Ancak, bu önlemlere rağmen doğum oranlarındaki düşüşün önüne geçilememesi, yasaların etkisinin sınırlı kaldığını gösteriyor.

Sosyal bilimciler, İran'daki doğum oranlarının düşüşünü sadece ekonomik nedenlerle açıklamanın yetersiz olduğunu ifade ediyor. Toplumda artan bireysellik, gençlerin evlenme yaşı ve çocuk sahibi olma konusundaki tutumları da bu durumu etkileyen önemli faktörler arasında yer alıyor. Gençler, kariyer hedeflerine odaklanarak, aile kurma düşüncelerini ertelemeyi tercih ediyor.

Ayrıca, kadınların toplum içindeki rolü de değişiyor. Eğitim seviyesinin artmasıyla birlikte, kadınlar iş gücüne katılma konusunda daha fazla fırsata sahip oluyor. Bu durum, doğum oranlarının düşmesine katkıda bulunuyor. Kadınlar, çocuk sahibi olmanın yanı sıra, kariyerlerini de önceliklendirmeye başlıyor.

Demografik veriler, İran'ın geleceği açısından ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Doğum oranlarındaki düşüş, uzun vadede iş gücü sıkıntısı, yaşlanan nüfus ve sosyal güvenlik sisteminde zorluklar gibi sorunları beraberinde getirebilir. Uzmanlar, hükümetin bu durumu dikkate alarak daha etkili politikalar geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.

Sonuç olarak, İran'da doğum oranlarının düşüşü, sadece bir istatistik değil, aynı zamanda toplumun dinamiklerini ve geleceğini etkileyen önemli bir meseledir. Hükümetin attığı adımların yanı sıra, toplumsal alışkanlıkların ve ekonomik koşulların da bu süreçte dikkate alınması gerekmektedir.