CHP'li Karasu'dan asgari ücret tepkisi: Açlık sınırının altında!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, 2026 yılı için belirlenen asgari ücretin 28 bin 75 TL olarak açıklanmasının ardından sert eleştirilerde bulundu. Karasu, bu rakamın açlık sınırının altında olduğunu vurgulayarak, "Milyonlar sefalet ücretine mahkûm edilmiştir" ifadelerini kullandı.

Ankara'da düzenlenen bir basın toplantısında açıklamalarda bulunan Karasu, 2025 yılında asgari ücretin yaklaşık 6 bin 574 TL değer kaybettiğini, 2026 için yapılan artışın ise yalnızca 5 bin 971 TL olduğunu belirtti. Zam oranının yüzde 27 ile enflasyon ve hayat pahalılığının gerisinde kaldığını ifade eden Karasu, bu durumun Türkiye’de milyonların yoksullukta eşitlendiğini gösterdiğini söyledi.

Asgari ücretin artık sadece bir istisna olmaktan çıktığını, ülke genelinde bir ücret standardı haline geldiğini dile getiren Karasu, açlık sınırının 30 bin TL’ye dayandığını hatırlattı. Belirlenen asgari ücretin emekçilerin barınma, beslenme, eğitim ve sağlık gibi temel haklarını karşılamaktan uzak olduğunu kaydetti.

Asgari ücret belirleme sürecini "tiyatro" olarak tanımlayan Karasu, işçilerin bu süreçte gerçek anlamda temsil edilmediğini savundu. Türk-İş’in sürece katılmamasını, "emeğin onurunu savunan tarihsel bir duruş" olarak değerlendiren Karasu, gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderek derinleştiğini ifade etti. "Ülkenin geliri belirli sermaye çevrelerinde toplanırken, emeğin payı her geçen gün azalıyor. Bu tablonun sorumlusu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır" dedi.

CHP olarak emeği merkeze alan bir düzeni savunduklarını vurgulayan Karasu, asgari ücretin yalnızca hayatta kalmayı değil, insan onuruna yakışır bir yaşamı güvence altına alması gerektiğini belirtti. "2026 geçim yılı olamayacağına göre, 2026 seçim yılı olacaktır" diyerek sözlerini tamamladı.

Karasu'nun açıklamaları, asgari ücretin yetersizliği ve gelir dağılımındaki adaletsizlik konularında dikkat çekti. Bu durum, toplumun geniş kesimlerinde ciddi bir huzursuzluğa yol açarken, hükümetin bu konudaki politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği yönünde çağrılar yapılıyor.